İşgalci İsrail kuvvetlerinin Gazze’de sürdürdüğü katliamlar, 250’nci gününü geride bırakırken bu katliamların dozunun Haziran ayının başlamasıyla birlikte arttığı görülüyor. ABD Başkanı Joe Biden, 31 Mayıs’ta İsrail’in kabul ettiğini belirterek taraflar arasında esir takası ve ateşkes anlaşması teklifini ilan etmişti. Sınır Tanımayan Doktorlar Örgütü (MSF) ise dün yayınladığı raporda, İsrail ordusunun ay başından beri Gazze’nin çeşitli noktalarına düzenlediği bombardımanlarda 800’den fazla Filistinlinin öldüğünü 2 bin 400’ü aşkın Filistinlinin ise yaralandığını bildirdi.
MSF’nin raporunda, işgal güçlerinin 8 Haziran’da Hamas’ın elindeki esirleri kurtarmak için Gazze’nin orta kesiminde 274 Filistinliyi öldürdüğü katliam hatırlatılarak, “Bu katliamda olduğu gibi Gazze’nin çeşitli noktalarına düzenlenen saldırılarda kinetik etkiye ve yüksek tahrip gücüne sahip silahlarla çok sayıda bombardıman düzenlendi. Bombardımanlar sonrası hastanelere vücutları parçalanmış, uzuvları kopmuş yüzlerce ölü ve yaralı getirildi” ifadeleri yer aldı. İsrail’in kara saldırılarında da çok sayıda Filistinliyi katlettiğine işaret edilen raporda, “Saldırıların yapıldığı bölgelerden getirilen cesetlere bakıldığında içleri çıkarılmış ve vücutları parçalanmış çocuklar görüldü” cümleleri kullanıldı.
ABD Başkanı Joe Biden ve ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, İsrail’in Gazze’deki saldırılarıyla ilgili birçok kez sorulan sorulara, ısrarla “İnsalcıl kanunlara uyumu gözlemledikleri ve İsrail’in bu kanunları çok fazla ihlal etmediği” yönünde cevaplar veriyor. Raporda görüşlerine yer verilen MSF Acil Durumlar Birimi Müdürü Brice De Le Vigne ise bu sözlerin artık “Çirkin bir propaganda” halini aldığını söyledi. İsrail’in sivillerin yoğunlukta olduğu noktalara yönelik saldırılarda kullandığı yüksek tahrip gücüne sahip bombalara işaret eden De Le Vigne, “Bir haftada 800’den fazla kişinin öldürülmesi nasıl uluslararası insancıl hukuka uygun bir askeri operasyon olarak değerlendirilebilir? İsrail’in ‘her türlü önlemi aldığı’ yönündeki açıklamayı artık kabul edemeyiz, bu sadece propagandadır” değerlendirmesini yaptı.
MSF tarafından yayınlanan raporda, işgal güçlerinin haziran ayı başından itibaren daha fazla yoğunlaştırdığı saldırılarında, MSF’nin desteklediği çok sayıda sağlık tesisini de vurduğuna dikkat çekildi. De Le Vigne ise raporda yer alan görüşlerinde bu duruma da değinerek, “Savaş çirkindir gibi sözler artık gerçekleri perdelemekten başka bir işe yaramıyor” dedi. De Le Vigne, “Bu saldırılar, İsrail’in ne tür bir savaş yürüttüğünü gösteriyor. İsrail ve müttefikleri hiçbir kırmızı çizgileri olmadığını defalarca gösterdiler. Artık un katliamı, çadır katliamı olarak anılan saldırılar; ya da yardım çalışanlarının ve ailelerinin öldürülmesi, hastanelerin ve daha genel olarak sağlık sisteminin yok edilmesi, zayıf diplomatik duruştan, boş sözlerden ve şaşırtıcı eylemsizlikten başka bir şeye yol açmadı” değerlendirmesini yaptı.
Son bir haftada, Gazze’ye paralel olarak Batı Şeria’da da İsrail tarafından öldürülen Filistinlilerin sayısında büyük bir artış gözleniyor. İşgal güçleri, Pazar gününden beri Batı Şeria genelinde yürüttüğü baskın ve saldırılarda toplamda 18 Filistinliyi daha öldürdü. İsrail, pazartesi günü 6 Filistinliyi öldürmüştü. Filistin Sağlık Bakanlığı ise son 48 saatte işgal güçleri tarafından Batı Şeria’nın çeşitli bölgelerinde 12 Filistinlinin daha öldürüldüğünü bildirdi. Artan katliamlar, 7 Ekim 2023’ten beri Gazze’deki ölü sayısını 37 bin 500’ün üzerine çıkarırken Batı Şeria’da ise bu rakam 544’e ulaştı.
İsrail’in aylardır sürdürdüğü saldırı ve kuşatma nedeniyle gıdaya erişemeyen Filistinli minik çocuklar bir deri bir kemik halde ölüyor. Gazze’nin orta kesimindeki Selahaddin mahallesinde UNRWA’ya ait bir okula sığınan Ghassan el-Qishawi adındaki bir çocuk annesinin gözleri önünde eriyor.
